HACI BAYRAM TONBUL
Kudüs Ümmet İçin Bir Huduttur!
ABD Başkanı Trump’ın İsrail Başbakanı Netenyahu’la birlikte, seçim öncesi ABD’deki Yahudi lobisine küstahça göz kırparak açıkladığı sözde ‘Yüzyılın Planı’yla birlikte nasıl yeni ve büyük bir tuzağın tezgahlandığını da artık görmüş olduk.
Filistinlilerin kesinlikle kabul edilemez olduğunu söylediği halde, Trump’ın bu belgeyi adeta aklımızla dalga geçercesine bir “anlaşma” olarak lanse etmesi ise küstahlıkta sınır tanımadığını, anlaşma dediği metnin adice bir dayatma olduğunu ortaya koyuyor.
Dolayısıyla bu plan, yüzyılın anlaşması değil olsa olsa yüzyılın ihaneti, yüzyılın dayatmasıdır.
İslam’ın ilk kıblesi ve Müslümanların en değer verdiği üç mescitten birisi olan Mescid’i Aksa’nın muhafazası Ümmeti Muhammed’in boynunun borcudur.
Binlerce yıldır gözünü kutsal mekanlarımıza dikmiş eli kanlı teröristler, El-Aksa’yı mutlak himayesi altına almanın, Kudüs’ü temelli işgalin, Filistinlileri bu topraklardan ebedi olarak kovmanın planlarını yaparken, İslam dünyası içine düştüğü krizi derinleştirmekle meşgul.
Kutsal değerlerimize, kirli ve kanlı paralarıyla paha biçme hadsizliği karşısında sessiz kalanlar bu dünyada izzeti kaybetmekle kalmayacak, Mahkeme-i Kübra’da da hesap vereceklerdir. Kullar şaşsa da Allah’ın adalet terazisi şaşmaz.
Kudüs düştüğünde sıranın Medine’ye, Mekke’ye, Kahire’ye, Abudabi’ye geleceğinin bilincinde olmayan, ABD ve İsrail’le taşeronluk ilişkisi kurmuş olan işbirlikçi yönetimler kendi iktidar ve ikballeri uğruna İslam dünyasını ve ümmeti ateşe atıyor, Kudüs’ü bir satılık arsa gibi görüyorlar. Bu zillet karşısında Müslüman halkların daha fazla bilinçlenmesinden, işbirlikçi yönetimlerle aralarına mesafe koymasından başka bir çare görünmemektedir. Bununla birlikte İslam dünyasındaki itirazlar da giderek daha da yükselmekte, hem içerdeki işbirlikçi yönetimlere hem de emperyalist güçlere karşı direniş sesleri gürleşmektedir. Yiğit düştüğü yerden kalkar. İnanıyoruz ki, İslam ümmeti özgürlüğün şafağındadır.
Bu planın içinde Filistin yok, bu planın tarafları arasında da Filistin yok. Bu planda ne var? İşgal var, işgali kalıcılaştırma var, Filistinlileri topraksızlaştırma var. Bu plan uygulamaya konulmak istenirse yüzyılın barışını değil yüzyılın çatışmasını, kaosunu getirir. Armagedoncuların ısrarla çıkarmak istedikleri kaosa karşı aklı selim sahibi bütün kesimler, bütün yönetimler bunu böyle görmelidir.
Açık ve net olarak söyleyelim; Filistinlilerin reddettiği bir anlaşmayı bütün dünya kabul etse de ümmet kabul etmeyecektir. Bu yönüyle bu sinsi plan ümmetin nezdimizde ölü doğmuş bir plandır. Filistinlileri kardeş bilen, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı ölümüne savunan insanlar olarak, bu dayatmanın ümmetin mazlum halklarının yükselttikleri direniş karşısında paramparça olacağını biliyoruz. Nitekim zulm ile abad olunmayacağını tarih bize göstermiştir. Bütün diktatörler, bütün baskı rejimleri nasıl yok olup gittilerse işgalci Siyonist zalimler de, onların kanlı planları da tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Kudüs’te ve pek tabi Filistin’in tamamında yüz yıldır uygulanan sindirme politikalarına, işkencelere, katliamlara, ekonomik boykotlara rağmen Filistin direnmiştir, hala da direnmektedir. Artık bu mesele Filistinlilerin meselesi olmaktan çıkmış ümmetin, İslam dünyasının, barış ve adaleti önemseyen erdemli toplumların sorunu haline gelmiştir.
Ancak tekrar ifade edelim ki; özellikle İslam dünyası içine düştüğü gaflet uykusundan uyanmadıkça, birlik ve beraberlik sağlanmadıkça bu topraklardaki zulmün bitmesi mümkün görünmemektedir. Artık emperyalistler taktıkları demokrasi ve insan hakları maskelerini yüzlerinden çıkarıp kartlarını açık oynamaktadır. İslam dünyasına karşı örtüsüz, maskesiz, hesapsız bir saldırı içindedirler.
Buna karşı bizim de mesajımız açıktır: Kudüs kırmızı çizgimizdir!
Kudüs ümmet için onurun ve izzetin hudududur.
Canımızı veririz ama Kudüs’ü ve Mescid-i Aksayı siyonist işgalcilere teslim etmeyiz.