KONFEDERASYON HABERLERİ
MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR`IN `GERÇEK ENFLASYON KARŞISINDA MEMURUN DURUMU` KONULU BASIN AÇIKLAMASI
MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR`IN `GERÇEK ENFLASYON KARŞISINDA MEMURUN DURUMU` KONULU BASIN AÇIKLAMASIKIR, Bu gün memurların ve tüm kamu çalışanlarının sözde zamlı maaşlarını aldıkları günün ertesi günüdür. Üst düzey bürokratların dışında bu gün hiçbir hizmetli, memur, şoför, teknisyen, Şef, şube müdürü, okul müdürü, md yardımcısı ve öğretmenin, üniversitelerde çalışan Yard. Doçent, araştırma ve öğretim görevlisi gibi eğitim öğretim, yardımcı ve genel idare sınıfında çalışan alt düzey memurların aldıkları zamlı maaşa sevinemediği gün. Hükümet bütçe açıklarını ``Borç Yiğidin Kamçısıdır`` mantığıyla borçlanarak kapatıyor. Ama kamçıyı dar ve sabit gelirli memurun sırtına vuruyor. Ama memurların ne kamçısı var nede kamçıyı vuracak sırtı. Aldığı sözde zamla aile bütçesindeki kara delikleri kapatamıyor. Yılın 12 ayında hep bütçe açık veriyor. Al takke ver külah gidiyor. Şimdi zamlı maaş aldığını fark edemiyor. Çünkü Ülkemizde hükümetler, memurlara yapılacak iyileştirmeyi hayatın gerçeklerini göz önüne alarak değil, IMF den aldıkları direktifler doğrultusunda ve bir sonraki yıl tahmin ettikleri enflasyon rakamını baz alarak hesaplamaktadırlar. Zaten her yılın ikinci yarısında % 15, % 20 lik vergi dilimleri sebebiyle verdiğinin kat kat fazlasını çalışanlardan alıyor. Şu anda 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 892 YTL. Ortamla 750 YTL maaş alan bir memur dahi 7800 YTL lik nisaba ulaşıyor. Bu gün En düşük devlet memurun hükümetin yaptığı hileli hesaplara göre aldığı 859 YTL esas alınsa bile vergilendirilecek rakamın 1284 YTL olması gerekiyor. Hükümeti bu rakamı gözden geçirmeye çağırıyoruz dedi.KIR, Bu gün gelişmiş batı ülkelerinde ve bütün dünyada enflasyon oranı eşittir Faiz oranı olarak bilindiği ve en az faiz oranın 1 veya 2 puanlık artışla refah düzeyi sağlandım halde ne hikmetse ülkemizde faiz oranı % 20` ler de seyrettiği halde gerçekler kamufle edilerek enflasyon % 8,76 olarak sunulmaktadır.AKP Hükümeti iş başına geldiğinde biz IMF ile çalışacağız ama, IMF programlarına sosyal boyut kazandıracağız tezini savunuyordu. Kamu çalışanlarından 3 yıl daha sabretmelerini istiyordu. Ne yazık ki bu gün geldiğimiz noktada ne IMF programı sosyal boyut kazandı. Nede dar ve sabit gelirli memurun yüzü güldü. Memurun insan gibi yaşama ümidi yine suyu düştü. Sn Başbakanın memurun durumunun iyileştirilmesi yönünde istediği 3 yıllık süre bitip 2.ci 3 yıllık süreye girmesine rağmen bu çilenin ne zaman biteceği konusunda belirsizlik hala sürüyor. Ancak belirli olan bir şey. Aynı tas ve aynı hamamın devam ettiğidir. Değişen bir şey yok. Değişin tek şey tellaklar. Hükümet Gölge oyunu oynuyor. İMF yegâne söz sahibi ve emredici pozisyonunu koruyor. IMF Hükümete dar ve sabit gelirlinin maaşını yine kıs deyince kısıyor. Kes deyince kesiyor.Ve özellikle Milletvekili Bakan ve üst düzey bürokratlar önceden dar ve sabit gelirli iken bizim gibi dert yandıkları hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılarını unutarak memurun fakirin fukaranın durumunu duymazlık, görmezlikten geliyorlar. Eskiden Siyasi partiler hiç olmazsa biz iktidara gelince memurun durumunu iyileştireceğiz, İşçi memur arasındaki maaş ve farkını ve bakanlıklar arasındaki maaş ve ücret adaletsizliğini gidereceğiz, eşit işe eşit ücret vereceğiz diye yağmasalar da gürlüyorlardı. Şimdi ne iktidar nede muhalefet ne yağıyor nede gürlüyor dediKIR, Kamu çalışanlarına Ocak 2008 de 4 kişilik bir aile için verilen en düşük memur maaşı bir takım rakam cambazlıkları ile geçen yıllarda kazınılmış müktesep haklar vergi iadesi olarak maaşa yansımalar, bu yıl aile yardımı ve geçim indirimi olarak sanki yeni veriliyormuş gibi takdim ediliyor ve en düşük memur maaşı bordro üzerinde 959 YTL olarak gösteriliyor. Var sayalım ki bu rakam doğru. Maaşının % 42 sini kira ve konut giderlerine , %52 sini gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalan bir memur geri kalan %6 lık bir parayla yani 59 YTL ile giyim ulaşım eğitim öğretim, temizlik gibi hangi ihtiyaçlarını giderecek. Şimdi Sn hükümet yetkililerine sesleniyorum. Bize verdiğiniz maaşın üstünü 1 Milyara tamamlayarak size takdim edelim. 4 kişilik bir ailenin ulaşım yiyecek giyecek okul ve dershane masraflarını kira ve konut giderlerini karşılayın artırırsanız üstü de size kalsın dedi.Memur Sen Ankara İl Balkanı Mustafa KIR, Bilindiği gibi hükümet 2007 yılı enflasyon hedefini tahmini olarak % 4 olarak göstermek suretiyle kamu çalışanlarına toplu görüşmeler sonrasında sendikaların tüm ısrarlı taleplerine rağmen % 2+2`lık sefalet zammını reva görmüştür. Oysaki TÜİK`in hesaplarında enflasyon bir önceki yılın aralık ayına göre 8.39 ve 12 ayın ortalamasına göre ise 8.76 dır. Görülüyor ki, kamu çalışanları Hükümetten beklentilerinde, Hükümette enflasyonun tahmininde % 100 yanılmıştır diyerek; İşte tahmin değil hayatın gerçekleri ekmek% 20, zeytin% 33, peynir % 40-104, çay % 36, Pirinç %33, Bulgur % 112, makarna % 26, kuru soğan % 114, kuru fasulye % 40, nohut % 26, süt% 16, ayçiçeği 36, beyaz peynir % 38-104, narenciye 30 doğalgaz % 11 Tüp gaz % 36, akaryakıt % 20, şehir içi ulaşım % 22, elektrik % 15 zam, kömür % 11 gibi temel gıda ve ihtiyaç maddeleri değişik oranlarda zam görmüştür. 2006-2008 yılı baz alındığında temel gıda maddelerinde % 24, Sebze ve meyvelerde % 26, İçecek maddelerinde % 18, İlaçlarda % 15, Temizlik maddelerinde ise % 24 tür. Nereden bakarsanız bakın enflasyon % 20`lerde % 30 lardadır. Görüldüğü gibi gerçekleşen enflasyon tahmin edilen enflasyonun en 5, 6 katı, gerçekleşen enflasyonun ise en az üç katıdır. Hükümetin fazla zam veremedik ama memuru enflasyona ezdirmedik sözü tabir caiz ise laf-u güzaf tır. Bu haliyle enflasyon memurun üzerinden 3,5 defa silindir geçmiştir. Bütün gerçekler ortada iken tahmini olarak enflasyonu %4 lerde göstermek, dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarını hesap kitap bilmez enayi ve keriz yerine koymaktır. Şimdi 2008 yılının ocak ayı içindeki bu artışlardan sonra Şubat ayında gösterilecek enflasyon rakamını merak ediyoruz dedi.KIR, Görülüyor ki Hükümetin enflasyonu ile halkın enflasyonu farklıdır. TÜİK`in enflasyon hesabı ile kamu çalışanlarının mutfak hesabı çatışmaktadır. Memurların aile gemileri su alıyor. Yapılan artışı tek, tek ele aldığımızda sadece tek başına aile içi ulaşıma, sadece tek başına kiraya, sadece akaryakıta ve sadece elektriğe doğalgaza temel gıda maddelerine yapılan zamma dahi yetmiyor. Memur gırtlağına kadar borç batağında boğuluyor. Kurtuluş için kredi kartlarına sığınıyor. Kredi borçlarına yetişemeyince de işin sonu ailelerin dağılmasına ve intihara kadar gidiyor. Hükümet memurları umursamıyor. Sorunlarına eğilmiyor. Geçinemiyoruz, yetiremiyoruz ihtiyaçlarımızı gideremiyoruz diyen feryatlara ``bu gün sizin yerinizde olmayı isteyen milyonlarca işsiz insan var. İşinizin ve maaşınızın kıymetini bilin sesinizi sedanızı çıkarmayın`` diyerek adeta aba altından sopa gösteriyor.Biz Hükümetten ulufe istemiyoruz. Adalet istiyoruz. Kurumlar arasındaki maaş ve ücret adaletsizliğine son vermesini istiyoruz. Sosyal ve ekonomik yönden İnsan gibi onurlu ve huzurlu yaşayacak bir hayat talep ediyoruz. Milli gelirden adalet ölçüsünde pay almak istiyoruz. Hatta hükümetten 2009 yılında da zam istemiyoruz. Sadece bir şey istiyoruz. Adalet istiyoruz. 2001 yılında 57. hükümet döneminde tüm kamu çalışanlarının durumların iyileştirmek ve aralarındaki maaş ve ücret farkını azaltmak amacıyla çıkarılan Üst düzey bürokratlardan daire başkanlarına, üniversitelerde doçentlere askeriye de albaylara kadar 250 ila 850 YTL arasında yapılan ve emeklilikleri nede sayılan iyileştirmenin alt düzey memurlara da yapılmasını derhal istiyoruz dedi.
.