TOÇ BİR-SEN
“Teşkilatı Güçlü Kılan, Aynı Hedefe Azim ve Kararlılıkla Yürümektir”
Toç Bir-Sen 2. Bölge Toplantısı Eğitim Programı Afyonkarahisar’da gerçekleştiriliyor.
Ankara, Bolu, Düzce, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Aksaray, Konya ve Afyonkarahisar’ın yer aldığı 17 Şube Başkanlığı’nın Yönetim Kurulu üyeleri ve İşyeri Temsilcilerinin katıldığı toplantı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, 350’yi aşkın teşkilat mensubu ve davetlinin katıldığı programda salonu dolduran coşkulu kalabalığa seslendi. Genel Başkan Öztürk bölge toplantılarının amacının; üstlendikleri davanın sorumluluğuyla teşkilatın duruşunu kararlılıkla sürdürmek, mücadeleye güç katmak, teşkilata ve davaya hâkim bireyler olarak birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmek olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Çünkü biliyoruz ki; teşkilatı ve teşkilatçılığı güçlü kılan, aynı hedefe varmak için birlikte karar almak, birlikte hareket etmek, aynı hedefe doğru azim ve kararlılıkla yürümektir. Biz bugüne kadar bu anlayışı kuşandık ve hep başarılı olduk. Bu başarının daim olması için sorumluluklarımızın farkında olarak yürümeye devam etmeliyiz. Çünkü Bizler şunu iyi biliyoruz ki; elimizdeki imkanları büyük bir coşkuya dönüştüremiyorsak, büyük bir rahmete dönüştüremiyorsak, o zaman yeteri kadar meseleye sahip çıkmıyoruz demektir. O zaman bu toplantılar amacına ulaşamaz, birlikten rahmet doğar şuuruna varılamaz.”
“Sorumluluğunun Farkında Olanlar; Bahane Değil, Çözüm Üretenlerdir”
Teşkilat olabilmenin en büyük temel taşlarından birinin sorumluluk sahibi olmaktan geçtiğini söyleyen Öztürk, “Birlikte hayat sürdüğümüz bu dünyada tüm bireyler kendilerine düşen sorumlulukları tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğinde, bizler hepimizin huzur içinde yaşayacağı Erdemli bir topluma sahip olacağız” dedi. Sorumluluk sahibi bireylerin bahane değil çözüm üretenler olduğuna da vurgu yapan Öztürk; Sorumluluğunun farkında olanlar; bahane üreten değil, çözüm üreten ve ürettiği çözümde en önde olan neferlerdir. Tarihin şanlı sayfalarında şöyle bir gezintiye çıkın, mesuliyet bilincini kuşanmış nice dava erleri aşılmaz denilen dağları aşmış, yıkılmaz denilen surları yıkmış, tarihin sayfalarına adlarını altın harflerle yazdırmış her daim hayırla yad edilmiş ve onlar hak bildikleri davada kefenlerini her daim yanlarında taşımışlardır.
İşte; zalimlere siz zalimsiniz ve zulmediyorsunuz diye haykıran İbrahim Peygamber. Mesuliyetinin bir gereği olarak, “Ben peygamberim” mücadele sizin işiniz dememiş, harekete geçmiş, önüne çıkan putları kırmak için baltayı önce kendisi eline almış.
Hz. Musa A.s., elinde sadece bir çoban asası olduğu halde Firavunlara ve Firavun zihniyetinde olanlara karşı hakkı ve hakikati haykırma mücadelesinde kararlılığından bir adım geri dönmemiştir.
Avrupa’nın ortasında emperyalist, komünist, anarşist rejimlere karşı inanmışlığı ve adanmışlığı ile Benim olmadığım yerde kimse yoktur şuurundaki Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç gibi bir er oğlu er çıktı ve tüm bir milletini imanla, inançla ayağa kaldırdı. Ve en önde kendi olmak üzere zalimin karşısında dimdik durdu.
Bu vatan için, bu millet için sorumluluğunun farkında olan yiğitler, özgürce yürüdüğümüz bu vatan topraklarında, 15 Temmuz hain darbe girişime karşı, genci yaşlısı, kadını erkeği demeden bir olup, beraber olup tankların, paletlerinin önüne canlarıyla siper oldular.
Şah Fırat’ta, Zeytin Dalı’nda, Fırat Kalkanı’nda, Barış Pınarı’nda kahraman Mehmetçiklerimiz kendilerini dert sahibi görüp, istikbalimiz ve istiklalimiz uğrunda her koşulda mücadeleye atıldılar. Mücadele adamı olmanın nasıl olduğunu ispatladılar.
Onlar biliyorlardı ki; adanmış olmak demek farkında olmak demekti. Bizler fert fert değerlerimizin farkında olduğumuzda Allah’ın izniyle Türkiye’nin yükselişini, Türkiye’nin şahlanışını hiçbir beşerî güç engelleyemeyecektir. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle; “Türkiye, Bizim ortak hayat alanımız, ortak sevdamız, ortak geçmişimiz, ortak geleceğimizdir. İnşallah siz bu ortak sevdamız, ortak geleceğimize sahip çıktığınız sürece bu dava asla öksüz ve yetim kalmayacaktır” dedi.
“Teşkilatı Ayakta Tutan Dinamik Dava Şuurudur”
Genel Başkan Öztürk, konuşmasında Toç Bir-Sen’in 15 Mayıs süreciyle sendikacılıkta bir marka olduğunu bir kez daha tescil ettirdiğini ve bunun gururunu, mutluluğunu da hep birlikte yaşadıklarını dile getirerek her bir teşkilat mensuplarının gösterdiği emek, gayret ve alın teri için teşekkür etti. “Her başarının arkasında o başarı için hedefine doğru koşan neferler vardır. İşte o neferler sizlersiniz. Bu başarının kahramanları sizlersiniz” diyen Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Teşkilat ruhu size bir amaç verir. Boş yaşamanın uzağında dolu dolu geçen zamanlar hediye eder. Teşkilat size azimle çalışmanın gücünü verir. Teşkilat ruhu size bir inanç verir, hep sağlam kalın diye. Uçsuz bucaksız bir hayal verir her gün geliştiresiniz diye. Teşkilat kardeşlik hukukunu kazandırır size. Teşkilat size neler başarabileceğinizi öğretir. Teşkilat, kıymetini bilip anlayana yaşamanın amacını, hayat mücadelesinin gayesini ve kulluğun sırlarını öğretir. Bir teşkilatı ayakta tutan, onu gelecek nesillere taşıyan teşkilat ve dava adamları olmazsa o dava yürümez. O dava erleri ki; Karmakarışık şu dünya hayatı içinde ayakları dolaşmadan ve ayakları yanlışa gitmeden ufuk çizgisine doğru yol aldılar. Gönül hanelerinde hep bir bahar taşıdılar. Her daim yeşeren umutlarını mücadele ederek beslemeye devam ettiler… Her gün şafak vakti “Bismillah” diyerek başladıkları güne, çöllere can veren yağmurlar, her bir umut bekleyene damla damla hayat oldular, umut oldular.
Onun içindir ki; Teşkilatımızın güçlü olması için önce kendimiz güçlü olacağız. Bizler davası olan, ideali olan, sevdası olan, hedefi olan, başkasıyla değil, kendisiyle yarışan bir teşkilatız. Hep birlikte planlı, programlı ve disiplinli bir şekilde çalışacağız. Temel dinamiklerimizden birisi de “ben” değil, “biz” olacak, “tek” değil “birlikte” olacağız. Hedeflerimize doğru yürürken asla gevşemeyeceğiz. Yürüdüğümüz yolda asla ümitsizliğe düşmeyeceğiz.”
Afyonkarahisar Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Acar ile Orman Bölge Müdürü Recep Temel de Eğitim Programına katılarak katılımcıları selamladılar.
İl Müdürü Acar konuşmasında şuan görevi sebebiyle üye olamadığını ama kendisinin de eski bir Toç Bir-Sen’li olduğunu belirterek; “Sendikacı olmak ya da sendikalı olmak kelime anlamı itibariyle toplu hareket edebilmek, çalışanların hak ve hukukunun savunulması olabilir bizim için sendikacılığın esas anlamı ise Nemrut’un ateşine su taşıyan karınca misali tarafımızın belli olmasıdır” dedi.
Bölge Müdürü Recep Temel de Toç Bir-Sen teşkilatını Afyonkarahisar’da misafir etmekten mutluluk duyduklarını kaydetti. Toç Bir-Sen’in sendikal faaliyetleri ve kazanımları için Genel Başkan Öztürk şahsında tüm ekibine teşekkür eden Temel; “Özellikle son yıllarda STK’larla Orman Teşkilatı olarak iyi ilişkiler içerisinde olmamızın kurumlarımız açısından büyük önemi var. STK’ların teşkilatımızla iç içe çalışması hem kurumumuzu güçlendiriyor hem de çalışanlarımızın kazanımlarını artırıyor. Bu konuda Toç Bir-Sen’e çalışanlar ve kurumumuz için verdikleri mücadele için şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Eğitim Programına ev sahipliği yapan Afyonkarahisar Memur-Sen İl Başkanımız Mustafa Arslan ve Toç-Bir-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanımız Nevzat Karakoçan da birer selamlama konuşması gerçekleştirdiler.