KONFEDERASYON HABERLERİ

STÖ`LERİNİN ROL ALAMADIĞI SİSTEMLERDE DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ
STÖ`LERİNİN ROL ALAMADIĞI SİSTEMLERDE DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ
Konfederasyonumuzun, kendini demokratik ve sivil toplum hedefine adamış sendikalarımızın değerli üyeleri, Saygıdeğer Akif İnan dostları.Basınımızın güzide mensupları ve saygıdeğer misafirlerimiz!
Bursa Memur-Sen tarafından her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen Yılın Enleri Programına hoş geldiniz. Sizleri Konfederasyonumuz adına saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi Memur-Sen Kurucu Genel Başkanımız M. Akif İnan`ın ölüm tarihi olan 6 Ocak ile başlayan haftayı M: Akif İnan Anma Haftası olarak ilan etmiştir. Bu çerçevede Memur-Sen, bağlı sendikalarımız, il temsilciliklerimiz, şubelerimiz, çok güzel bir ahde vefa örneği göstererek, Akif İnan`ın ruhunu şad edecek programlara imza atıyorlar. Bugün burada da inşallah böyle bir programı hep beraber yaşayacağız.
Göreve geldiğimiz andan itibaren, kurucu genel başkanımız rahmetli Akif İnan`ın misyonu doğrultusunda, onun gösterdiği yolda, hizmet sendikacılığı anlayışıyla yılmadan kararlılıkla çalışıyoruz. Kendisini rahmetle ve bu hizmete emeği geçenleri hayırla anıyorum.
Değerli Arkadaşlar;Sendikaların ve sendikal örgüt benzeri diğer deyimle sivil toplum örgütlerinin rol al(a)madığı sistemlerde demokrasiden söz etmenin anlamsız olacağını herkes bilmektedir. Sistemlerin demokratik olup olmadığını, o ülkede halkın iradesinin bireysel veya örgütsel (sivil toplum örgütleri) olarak yönetime katılmasının boyutu göstermektedir.
Demokrasi bir anlamda ekonomik ve toplumsal haksızlıklara karşı örgütlü mücadelenin yollarının açık olduğu bir düşünce sistemidir. Sendikalar ise bu örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olmakla beraber demokratik toplumun oluşmasında ve toplumsal gelişmelerde önemli rolü ve işlevi olan örgütlerdir.İşte Akif İnan demokratikleşmede sivil toplumun önemini kavrayanlardan birisi olarak, Memur-Sen`i kurmuştur. Memur-Sen`in kuruluşu sendikal harekette yeni ve farklı bir soluk getirmiş, hak, özgürlük, emek tanımında yeni açılımlar getirilmesini sağlamıştır. Demokrasimizin, sivil toplumun, sendikal hareketin önemini bilen Akif İnan, Memur-Sen`i kurarak, ülke sorunlarına yönelik gündem oluşturulmasını ve ağırlığını hissettirmesini savunmuştur.
Demokrasi ve insan hakları merhum Akif İnan`ın ve Memur-Sen`in en çok vurgu yaptığı konuların başında gelmektedir. Ülkemizde demokrasinin daha da geliştirilebilmesi için sendikaların daha da güçlendirilip güçlü ve etkili bir sivil toplum örgütlerine dönüştürülmesi gerekmektedir. Özgür sendikalar olmadan demokrasinin korunması ve geliştirilmesi kolay değildir. Çünkü demokrasi aynı zamanda örgütlü toplum demektir. Ülkemizde demokrasinin bir türlü eksiksiz hale gelememesinin önemli bir nedeni de sendikal hareketin zayıf olması ve sivil toplumun örgütsüz oluşudur.
O nedenle ülkemizde sendikal hareketin geliştirilmesi, AB ve ILO standartlarının uygulanması, kamu çalışanları için grevli toplu sözleşme hakkının bir an önce verilmesi gerekmektedir. Küreselleşme olarak adlandırılan yeni dönem toplumsal yapının bütününde etkili olmakta ve bir yeniden yapılanmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Sendikalarda bir taraf olarak emek, sermaye ve bürokrasi arasındaki küresel etkiyi yoğun bir şekilde yaşamakta ve kendi meşruiyet zeminini sağlam temeller üzerine oturtmaya çalışmaktadır.
Günümüz koşullarında örgütlü işgücünün küreselleşme sürecine gereken hızda tepki veremediği ve bir gerileme süreci yaşayarak sarsıntı geçirdiği tartışılmazdır. Yapısal değişimler, teknolojik gelişmeler ve neoliberal ekonomik politikalar ve sendikaların eylem ruhunu yitirmeleri, eylemde ve söylemde yeni alternatif getirmemeleri sendikalaşma oranlarını etkilemekte, sendikal hareketin sermaye ve işveren karşısında pazarlık gücünü zayıflatmaktadır. Son on yıl boyunca, karşılaştırmalı verilerin sağlanabildiği 66 ülkeden 35`inde sendikalaşma oranı yüzde 20`den daha fazla düştüğü görülmektedir. Bu durum emeğin örgütlenme ve toplu pazarlık hakkını kullanabilme özgürlüğünü kısıtlarken, yaşanılan bu olumsuzluklara ve sendikasızlaştırma sürecine rağmen sendikalar hala bir taraf olma özelliklerini korumakta ve yeni arayışlar içerisine girmiş bulunmaktadırlar. Bu çerçevede, sendikaların yeniden yapılanması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye`de sendikacılığın yeni bir yapılanmanın eşiğinde olduğu saptanmıştır. Bu yeni yapılanmada ülkenin olanak ve koşulları yanında uluslararası normlar ve çağdaş gelişmelerin de dikkate alınması yararlı, hatta zorunlu olacağı kuşkusuzdur. Sendikaların ve işletmelerin geleneksel politikalarla böyle bir süreçte başarılı olmaları imkânsız gözükmektedir. Yeni bir sendikal anlayış ve yönetim politikalarına ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç güçlü, rekabet edebilir bir Türkiye ekonomisi için yaşamsal bir önem taşımaktadır. Memur-Sen, çalışanların refah düzeyi ve ekonominin gerçekleri arasında çıkar çatışması yerine çıkar paralelliğini esas alan, her iki tarafın da kazanması ve memnuniyetini esas alan, adaletli bir uzlaşmaya dayalı açık, katılımcı bir endüstriyel demokrasi ilkesinin, çalışma yaşamının yeni kültürü haline gelmesini istemektedir.
Dünyadaki gelişmelere önyargı ile karşı çıkan değil, onu anlamaya çalışan bir sendikacılık anlayışının gündeme gelmesi gerekmektedir. Toplumun şekillendirilmesinde sendikaların rol alması, demokratik sosyal hukuk devletinin işletilmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesi için sendikaların faaliyet alanlarını genişletmeleri zorunludur.
Memur-Sen bu değişim ihtiyacını görmüş ve yapılan çalışmalar sonucunda Memur-Sen`in diğer ülkelerdeki sendikalarla işbirliği çalışmaları hızlanmıştır. Gerek ILO`daki görüşmelerimiz, gerekse birçok ülkedeki sendikaların ortak platform oluşturma çalışmaları devam etmektedir. Özellikle ortak anlayışa sahip ülke içi ve ülke dışı sendikalarla işbirliğine gitmek amacı, Memur-Sen`in uluslararası alandaki başarısını daha da artıracaktır.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye`de sendikaların kendi ilkeleri doğrultusunda, yeniden programlarını geliştirerek, hedeflerini belirlemeleri kaçınılmaz bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Sendikaların gerek eğitim gerekse üyeleri ve toplumla yeni bir bütünleşmeye giderek, demokrasi içindeki gerçek yerini alması sağlanmalıdır.
.